Giriş
  Şifremi Unuttum

İlk defa mı buradasınız? Hemen kaydolun!

Kaydol

Parola Hatırlatma
Hata
Hata


İyinin Ötesinde

Kral Akrep’in Son Dansı

Автор:   Eteokles [6] 
27 ноября 2024 22:34
Ben Kral Akrep. Bir zamanlar bu toprakların, Allayas Çölü'nün tek hâkimi, karanlık kumların ölümsüz lideriydim. Pençelerimin gölgesi düştüğü her yerde saygı ve korku hissedilirdi. Çölün her rüzgarı, gücümün şarkısını taşır, düşmanlarımı yerle bir eden pençelerim efsane olurdu. Ancak artık zaman değişti. İnsanlar, zayıf bedenlerine rağmen korkularını bir kenara bırakıp birleştiler. İttifakları ve büyüleriyle bana meydan okuma cüretini gösterdiler. Ama bugün, onların akıllarına kazınacak bir gün olacak: Kral Akrep hâlâ güçlü, hâlâ hükmediyor.

Güneş, çölün altın rengindeki kumlarına veda etmek üzereyken, ufukta kararmış gölgeler belirdi. İnsanlar… Ancak bu sefer yalnız değillerdi. Yardıma çağırdıkları Endarg adında bir gergedan ve Şankara adında vahşi bir jaguar vardı. Sadece birbirlerine değil, Kara Ejderha’nın gücüne de güveniyorlardı. Parlayan kılıçlar ve baltalarla, çöl rüzgarına karşı ilerliyorlardı. Kendi başlarına beni alt edemeyeceklerini biliyorlardı, bu yüzden nadir bulunan zehirleme tomarı gibi tehlikeli bir büyüyü kullanmaya cesaret etmişlerdi.

İnimin derinliklerinde, tehditkâr bir sessizlik içinde bekliyordum. Pençelerimle zemini kazıyarak çıkardığım sert ses, kendime olan güvenimi hissettiriyordu. İnsanlar, Endarg ve Şankara’nın desteğiyle önümde durdular. Korkularını saklamaya çalışıyorlardı, ama kılıçlarının ve baltalarının titreyen ışığı bana her şeyi anlatıyordu. Onlara meydan okurcasına kuyruğumu yukarı kaldırdım ve devasa iğnemle yere bir darbe indirdim. Çölün kumları havalanıp çevremizde ince bir sis perdesi oluşturdu.

Endarg’ın devasa boynuzlarını kaldırıp üzerime doğru hızla koştuğunu gördüm. Gergedanın büyüyle desteklenmiş gücünü hissettim. O an, bu savaşın sadece fiziksel bir mücadele olmadığını, büyülerin de oyunda olduğunu anladım. Pençelerimle bir manevra yaparak saldırısından kurtuldum ve kuyruğumun iğnesini savurdum. Ancak zehrim, Endarg’ın zırh gibi sert derisine nüfuz edemedi.

Ardından Şankara harekete geçti. Çevremde dolanıp pençelerime doğru saldırmaya çalışıyordu. O kurnaz bir düşmandı, ama ben bir kraldım. Kuyruğumu hızla savurarak ona saldırdım, fakat o, hızlı bir manevrayla saldırımı savuşturdu. Aynı anda insanlar, ellerindeki nadir bulunan zehirleme tomarını kullandılar. Üzerime yayılan büyü, canımı her saniye yavaşça tüketmeye başladı. Bu büyü, kanıma işleyerek beni zayıflatıyordu.

Hiddetle pençelerimi savurdum. Yaklaşan bir savaşçının kılıcını yerle bir ettim. Ancak zehirleme tomarı ve büyülerin etkisi gücümü azaltıyordu. Pençelerim, her hamlede daha yavaş hareket ediyor, kuyruğumun savruluşu giderek etkisizleşiyordu. Endarg bir kez daha üzerime doğru geldi. Bu kez tam karnıma doğru boynuzlarını savurdu. Hızla savunmaya geçtim, ancak büyünün etkisiyle hızımı kaybetmiştim.

Endarg’ın darbesiyle kumların üzerine savruldum. Şankara, bu fırsattan yararlanarak üstüme sıçradı ve keskin pençeleriyle saldırmaya başladı. İnsanlar da kılıçları ve baltalarıyla üzerime doğru ilerliyordu. Çevremi saran bu düşmanlar arasında, gücümün tükenmekte olduğunu hissediyordum. Ancak bir kral asla teslim olmaz!

Son bir güçle kuyruğumu kaldırdım ve Şankara’nın karnına sapladım. Zehirli iğnem, bu vahşi yaratığa ölümcül bir darbe indirmişti. Şankara inleyerek yere düştü. Fakat bu benim son zaferimdi. Endarg, tüm gücüyle boynuzlarını bir kez daha savurdu. Göğsüme saplanan boynuzları, içimdeki son gücü de söküp aldı. Pençelerim kumlara düştü, kuyruğum son kez yere savruldu.

Gökyüzü yavaş yavaş kararıyor, çöl rüzgarı kulaklarımda eski savaş şarkılarını fısıldıyordu. Bu benim son dansımdı. Ama içimde bir huzur vardı. Yıllarca bu çölü hükmettim, korkuyla beslenen bir efsane oldum. Bugün insanlar ve yaratıklar birleşip bana karşı zafer kazandılar. Ancak unutmasınlar: Kral Akrep’in adı, Allayas Çölü’nün kumlarında ve rüzgarlarında sonsuza dek yankılanacak.

Ve böylece, Kral Akrep Allayas Çölü’nün kumlarına gömüldü. Ancak her fırtınada, çöl rüzgarının taşıdığı fısıltılarda onun hikayesi bir kez daha...

Forum Girişi
  Şifremi Unuttum

İlk defa mı buradasınız? Hemen kaydolun!

Kaydol

Parola Hatırlatma
Hata
Hata