Pimena, sertleşmiş avucunu alnındaki teri silerken, bilenmiş bir balta son zombiye indi ve hırıltılı bir şekilde ayaklarının dibine çöktü. Malikanenin savunmasında daha önce fark edilmemiş boşluklar, ani bir gece saldırısıyla açığa çıkmıştı. Her kusur düzeltilse bile, iki yeni problemle karşılaşılıyordu. Eski keşişin gücü tükeniyordu ve her gün ölü, davetsiz misafirler gibi ekleniyordu.

Zombilerin hırıltıları etrafta yankılanırken, Pimena'nın kafasında bir sürü soru dönüp duruyordu. Hayatta kalabilecek miydi? Belki de başka bir sağ kalan bulup gerçekte ne olduğunu öğrenebilirdi. Ama bu gizemli saldırının ardındaki gerçek neydi?

Çok fazla soru vardı, ama çok az cevap. Ancak Pimena'nın içindeki kararlılık, onu ayakta tutuyordu. Belki de hayatta kalmak, cevapları bulmak için tek umut olabilirdi.

Feo'nun tüm sakinleri, gizemli bir şekilde ortadan kaybolmuştu. Ne bir iz, ne de bir ses kalmıştı geriye. Kıtalar, yalnızca Kara Büyücü'nün kontrolündeki ölüler ordusu tarafından dolaşılıyordu. Ancak, bu karanlık zamanlarda hayatta kalmayı başaran sadece iki ruhani hizmetkar vardı: Keşiş Pimena ve Hekim Samuil.

Keşiş Pimena, eski manastırının yıkık duvarları arasında kendi başına dolaşıyordu. Dualarını yükseltiyor, umudu canlı tutmaya çalışıyordu. Hekim Samuil ise, hastaları iyileştirmek ve Kara Büyücü'nün lanetlerine karşı direnmek için mücadele ediyordu. İkisi de değişen dünyada hayatta kalmak için güçlü bir iradeye ve inanca sahipti.

Bir gün, Kara Büyücü'nün ölüler ordusu manastırın kapılarına dayandığında, Keşiş Pimena ve Hekim Samuil, güçlerini birleştirmeye karar verdiler. Keşişin duaları, Hekim'in tıbbi bilgisiyle desteklendi. Birlikte, manastırı savunmak için mücadele ettiler, ölülere karşı savaştılar.

Ancak, Kara Büyücü'nün ordusu çok güçlüydü. Her saldırıda daha fazla zombi ortaya çıkıyor, manastırın savunması zorlaşıyordu. Keşiş Pimena ve Hekim Samuil, çaresizlikle yüz yüze gelmiş gibi görünseler de, umutsuzluğa kapılmadılar.

Sonunda, ikisi de bir araya geldi ve güçlerini birleştirdiler. Keşişin ruhsal kalkanları, Hekim'in tedavilerine güç kattı. Birlikte, ölülerin ordusunu geri püskürtmeyi başardılar. Manastırın kapılarından dışarı çıktıklarında, güneş yeniden doğuyordu ve Feo'nun karanlık günleri geride kalmış gibi görünüyordu.

Keşiş Pimena ve Hekim Samuil, birlikte çalışmanın gücünü keşfetmişlerdi. Artık, değişen bir dünyada hayatta kalmak için birlikte mücadele edeceklerdi. Ve belki de, Feo'nun kayıp sakinlerini geri getirebileceklerdi.